BİR SORU BİR CEVAP
TEMLİK KONUSU VE DETAYLARI…
Malatya’dan Melih beyin sorusu…
SORU:
Zekâtın tarifinde zikredilen “temlik” ne demektir? Mahiyeti nedir?
Temlik Zekâtın geçerli olması için bir şart mıdır?
Temlikin yerine getirilmeden zekât niyeti ile verilen mallar zekât sayılır mı?
Sofra açmak, cami yapmak, medrese yapmak vb. şeyler ile zekât ifa edilmiş olur mu?
Allah Teala’nın adıyla…
Zekât ibadetinin kendi şartları yerine getirilmez ise zekâta niyetlenmek ile bir infak zekât sayılmaz. Zekâtın en başlıca şartlarından biri TEMLİK’tir.
Nedir, Temlik?
TEMLİK; kelime anlamı olarak, bir kişiyi bir malda mülk sahibi yapmak demektir.
Mülk sahibi olmak nasıl ki kişiye malında istediği gibi hür adım attırmasını ve tasarrufta bulunmasını icap ettirirse zekâtın şartı olan TEMLİK’te aynen böyledir.
Yani zekât olarak verilen malda kişi kendi hür iradesi ile istediği gibi tasarrufa sahiptir. Şayet kendisine zekât verilen kişiye belli şartlarda zekât verilirse temlik vaki olmaz.
Çünkü temlik malın önceki sahibinin her türlü hakkını ve tasarrufunu maldan kaldırmak şartı ile temlik olabilir.
Nasıl ki herhangi bir satışta bir mal şartlı satış yapılamaz ise yapılırsa da böyle bir alış-veriş BATIL oluyor ise zekât verilen mal hakkında verilen şahsa şartlı vermek durumunda da temlik yerini bulmadığı için zekât diye verilen şey “temlik” yerine gelmediği için zekât olmaz.
Böyle zekât diye verilen de dinen zekât değildir.
Fıkıh kitaplarımızdan İbn Abidin’de Zekâtın tarifinde temlik şartı şöyle zikredilmektedir:
الزكاة هو شرعا؛ تمليك جزء مال عينه الشارع من مسلم فقير غير هاشمي ولا مولاه مع قطع المنفعة عن المملك من كل وجه لله تعالى
Şer’an Zekat:
“Şari’in (dini koyanın) tayin ettiği malın belli cüzünü Haşimî soyundan ve Haşimî’nin azat ettiği kölelerin dışında Müslüman bir fakiri, mülk olarak verilen maldan her türlü menfeati keserek sadece Allah Teala için TEMLİK ETMEKTİR (yani; Onu MALIN TEK SAHİBİ KILMAKTIR.)
(İbn Abidin, Reddu’l-Muhtar, c.2. s.205.)
Bu tarifte zekatın beyan edilen şartlarını maddeler halinde yazalım:
1. Zekât verilen kişi: Haşimi soyundan olmayacak.
Yani Efendimiz’in soyundan gelenlere zekât verilmez. Onlara nafile sadakadan yardım edilebilir.
2. Seyitlerin azatlı kölesine de zekât verilmez.
3. Şâri’in belirlediği miktarın verilmesi şarttır.
Bu ise zekât verilecek nisaba ulaşıldıktan sonra aslî ihtiyaçların dışında kalandan kırkta birdir. Zekatta verilecek miktar hiçbir şekilde kırkta birden aşağı olamaz.
4. Zekâtta belli bir miktar malın elden çıkartılması şartı vardır:
Bu nedenle zekat verecek kişi şayet bir fakiri zekata niyetlenerek kendi oturduğu evinin bir odasında evinde bir yıl oturtsa ve kira ücretini almasa bu zekat olmaz.
(İbn Abidin, Reddu’l-Muhtar, c.2. s.204-205.)
5. Temlik: yani zekât olarak verilen malda karşı taraf tam bir tasarruf sahibi olmalıdır.
Bu nedenle fakir bir kişiye yemek yedirmekle zekât ödenmiş olmaz. Ancak yemeği kişiye verse, sofrada ikram etmese bu durumda zekât olur. (İbn Abidin, age.)
Bu konu yaşadığımız dönemde çok önemli.
Zira belediyelerin açtıkları iftar çadırlarında veya herhangi bir yerde zenginlerimizin açtıkları sofralara verdikleri iftar yemeklerine sadece fakirler de oturmuş olsa bile yine de zekat olmaz. Çünkü bunda temlik şartı yerine gelmemektedir.
Şöyle ki hangi fakirin bu sofradan mülk sahibi kılındığı bir şey mevzu bahis değil ve hangi fakire sofradaki yemeğin ne kadarı mülk olarak verilmiş bu da belli değil.
Bu kadar belirsizlik içinde temlik yoktur ki zekat vaki olsun.
Temlik şartı yerine gelmediği için ZEKÂTTAN CAMİ, KURS, OKUL, CENAZE TECHİZ İŞLERİ VE MEDRESELER İNŞA EDİLEMESİ CAİZ DEĞİLDİR.
Vakıf, dernek, sendika vb. toplu kullanılan alanların masrafları zekat fonundan karşılanamaz.
6. Zekat verilen maldan veren kişinin her türlü hakkı kesilmeli ve o malı vermekle kendisine bir menfeat geri dönmemelidir.
Bu şart aynı zamanda temlik şartının bir izahı gibi dursa da zekatın ayrı bir şartıdır.
Zekat veren kişi verdiği maldan dolayı verdiği kişiye karşı sorumlu olduğu bir sorumluluğu ödemiş olmamalı ve kendisinden bir sorumluluğu kaldırmamalıdır.
7. Zekat verilecek kişinin Müslüman olması gerekir. Bu nedenle dini zaruri esaslarından birini veya bir kaçını inkar eden veya İslam’dan çıkmayı icab ettirecek şekilde yorumladığı halde halen islam üzere olduğun söyleyen bir takım sapık fırklara zekat verilemez.
Onlara şayet illa verilmesi icab eden bir durum var ise o vakit; nafile sadaka verilebilir.
Bu nedenle şehirlerde umum ihtiyaç sahiplerinin menfaatine açılan gıda bankalarında zekâtın reyonlardan dağıtılması uygun olmaz.
Zira belirtilen ayırma hem uygun olmayacağı için hem de imkan dahilinde olmadığı için gıda bankaları eliyle hali hazırdaki yapı ile zekat dağıtılamaz.
Buralarda Nafile sadaka dağıtılmasında bir mahsur olmaz.
8. Zekât verilecek kişinin fakir olması gerekir.
Burada fakirden maksat; zekat vermekle yükümlü olmayan her Müslümandır.
Bu durumda muayyen sabit geliri olan kişilere zekat vermek caiz olmakla beraber bu şahısların durumlarını ve bunlara verilmesinin hükmünü ayrıca işlemek gerekmektedir.
9. Zekatın Allah Teala’nın rızası için verilmesi gerekir.
Yani zekat verilirken veya verilecek miktar bir köşeye ayrılırken niyet edilmesi gerekir.
Selam ve Dua ile…
Kategori
Yazarlar
Populer Yazılar
Bu site Mentis Kibo tarafından tasarlanmıştır.