Arakan Konusunda her mümin imanı gereği acı duyup konuyu sahipleniyor bu çok güzel. 
 
Müminin derdi ile dertlenmenin zarif bir duruşunu ihsas ettiriyorlar.
 
Ancak bu tür paylaşımlar meseleyi çözmez meselenin çözümü için acizane şahsî fikrim şunlardır:
 
1. Diplomatik üslup TABİKİ önemlidir ama bunun bir seviyesi ve espirisi olmalı.
 
Zalime "lütfen, ne olur..." gibi anlamlara gelecek sözcükler ile cümle isnadı acizlik ifade eder. 
 
Müminin izzetine uymaz. 
 
Mümin cihad gününde ve birde ÜMMETİN önünde hutbe irad ederken aslanlar gibi kükreyen bir üslup ile hitap eder; ÜMMETİ çoşturur. 
 
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem hutbe irad ederken alnında ki mübarek damar açığa çıkar sanki bir orduyu düşmana taarruza geçirir gibi çoşturacak bir üslupta konuşurmuş. 
 
Domates ağaç hutbelerinde sonra bunlar unutuldu gerçi ya...
 
Ayrıca sosyal medyada "müslümanlar mahvoluyor......" falan bu cümleler cihad neferlerinin üslubu olamaz. 
 
Sosyal medya üslubu İmanımızın azametine uymuyor.
 
Biz kalırsak gazi ölürsek şehid. Her halükarda kardayız... 
 
 
2. Cihad etmek şuan ümmete FARZDIR. 
 
Bu konuda cihad fetvasını verecek kişiler malesef sessiz. İki sebebi var: 
a-) Bunun sebebi bir cihetten de devletin önüne geçmek hatalı olacağı için.
 
b-) Seküler dünyanın bağları ve kaygılar.
 
 
Devletin emri ve kontrolünde olmak kayd-u şartıyla - ne kadar mümkündür bilemem- Arakan'da ki bu cihada icabet etmelidir. Bu farz hükmün icrası başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin oraya askerimizi göndermesi ile yerine gelecektir. Mesele çözülmüş olacaktır. 
 
 
Biz bunu düşündüğümüze göre canı gönülden inanıyorum ki illaki yetki sahipleri de aynı sancı ile en az bizim kadar hal çeresi düşünüyorlardır. 
 
3. Bu tür hadiselerde kendimizi hesaba çekip tevbe etmeli, hacet namazları kılmalı ve Arakan başta kardeşlerimize samimi dualar etmeli. 
 
Amel, ahlak ve dünya nizamı fikri açısından hiçbir şekilde Bedir Ashabı yolunda olmadan Meleklerin yardımını istemeye de insanda Allah'a karşı hani biraz yüz olmalı... 
 
Hem haramla iştigal edip hemde "Meleklerini gönder ya Rabbi" demek hiçte samimi gelmiyor.
 
Uhud'da en ufak dünyalık düşündüler hezimet geldiyse sabah akşam çırılçıplak giyinip veya seyredip, faizden beslenip, gayri meşru her şeyi fütursuz sözleri dinleyip sonrada "Meleklerinle Bedirdeki gibi yardım et" mesajları hiç te samimi ve MAKBUL DEĞİLDİR..
 
 
Selam ve dua ile..